Terör kavramının doğasındaki karmaşıklıkların politika ile birleşmesi onu daha da anlaşılmaz kılmış ve kesin hatlarla tanımlanmasını imkansızlaştırmıştır. Terör, yararlandığı güç yönteminin farklılığı dolayısıyla kuralsızlık temeline oturmuş bir şiddet türüdür. Bu kitap, bahsedilen karışıklık aydınlatma çabası içinde pratik ve akademik analizlerin süzgecinde terör olgusunu incelemektedir. Terörün ne olduğu ve ne olmadığı yazarın aydınlatmaya çalıştığı ilk sorundur. Bununla ilgili kuramını açıklayan yazar, anılan çerçevede Türkiye'de terörün neden var olduğu ve geçerli bir araç haline geldiği sorusuna yanıt aramaktadır.
Türkiye 1970'li yıllarda Ermeni terörü ve ASALA terör örgütünün eylemlerine maruz kalmış; 1980'ler ve sonrasında yoğunlaşan PKK terörünü de 2000'e dek uzun yıllar yaşamış ve halen de farklı boyutlarda yaşamaktadır. Yazar bu konulardaki araştırmasını gerçekleştirirken özellikle üç konuda derinleşen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin jeopolitik ortamından kaynaklanan tehditler ve terör bu konulardan ilkidir. İkinci olarak ise Türkiye'ye yönelik tehditlerin jeopolitik kaynakları incelenmiştir. Yazar son olarak Türkiye'nin iç yapı duyarlılıkları ile yönetim yetersizliklerini ele almıştır.
Konunun içinde yer alan generalin algılamaları ve onun perspektifinden Türkiye'deki terör olgusunu ele alan kitap, bu konuda çalışan kişilerin bilgilerine farklı bir analiz düzeyinde yeni bir boyut ekleyecektir.