Soğuk Savaş sonrası dönemde din adına gerçekleştirilen terör eylemleri, dinin şiddet olaylarıyla olan bağlantısı hakkında akıllarda soru işaretleri yaratmış ve radikal Islâm olgusu uluslararası platformda
tartışılan önemli gündem maddelerinden biri hâline gelmiştir.
Günümüzde "İslâm" ve "terör" sözcüklerinin birbirine eşanlamlı kavramlar olarak değerlendirilmesi birçok kişi tarafından haksız bir itham olarak görülse de, İslâm’ın, bireylerin ve grupların işledikleri suçları meşrulaştırma çabalarına alet edildiği üzücü bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu bağlamda, anti-batıcı ve radikal İslâmî hareketlerin eylemi olarak gerçekleştirilen 11 Eylül saldırısı ve sonrasında tehdit algılamaları yeniden tanımlanmış, bunun merkezinde de radikal İslâmî hareketler yer almıştır.
Elinizdeki kitap, "Radikal İslâm" olgusunun ne olduğunu açıklamaya çalışırken, "din" ile "şiddet" kavramları arasındaki karanlık ittifakı da aydınlatmayı hedeflemektedir. Bu çerçeve içinde Prof. Dr. Barry Rubin'in çalışması, Orta Doğu devletlerinin yaşadıkları tecrübelere dayanarak, radikal İslâm sorununu ülke bazında incelemektedir.