Yüzyıl önce Türklüğün meselerine en isabetli teşhisleri koymuş... Yazık ki Türklüğün önderleri onu anlamamış...
Görüşlerine değer vermemişler. Bu eser yükselmek ve yükseltmek isteyenler için iyi bir anahtardır, doğru yorumlarsak, geleceğimize daha güvenle bakabiliriz.
Böyle bir eseri Atlas Okyanusundan Japon denizine kadar uzanan coğrafyadaki Türk çocuklarına sunmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Gaspıralı İsmail Bey
1851 - 1914
"Türk Birliğini yıkmak isteyenler şimal Türklerini muhtelif kabilelere ayırarak bunları ayrı ayrı milletler haline getirmeğe çalıştılar, hâla da çalışıyorlar. İsmail Bey, bütün kuvvetiyle gazetesinde kabileciliğin üstünde Türklük ve Türk Birliği olduğunu anlatmağa çalışır... Rusya Türklerinin Kırgız, Çuvaş, Sart, Özbek, Tatar...gibi kabilelere ayrılmakla değil, Türklüklerini anlayarak birleşmeleriyle kuvvetli, milli ve medeni bir varlık olabileceklerini her vesile ile izaha ve müdafaaya uğraşırdı..."
"1913 senesi 9 Martta Nevruz bayramı idi. Azerbaycanlı Kardeşlerimiz bir çay meclisi yaptılar ve İsmail Bey'in Moskova'da bulunmasından istifade ederek kendisini de davet ettiler.
...İsmail Bey, gönülleri yumuşatan, yürekleri kuvvetlendiren çok sözler söyledi ve Azerbaycanlı, Kazanlı, Türkistanlı, Kırımlı, Kırgız-Kazak çocuklarının hepsinin de bir kandan, bir dilden olduklarını ve hepsinin birbirlerinin kardeşleri bulunduklarını ve coğrafi ayrılıklara rağmen ileride de birbirimize el verip bir yolda bir gayeye doğru çalışmamız hususunda bize tavsiyelerde bulundu.
10 Martta bütün talebeler İsmail Bey'le birlikte resim çıkarmak için toplandık. Bu toplantıda İsmail Bey: "Sizin hepiniz bir babanın bir ananın evlatlarısınız, gelecekte de bir yoldan yürümeniz lazımdır. Eğer buna söz verirseniz bende aranızda resim çıkartmaya razıyım, aksi taktirde ben bulunmam dedi" dedi...Söz verdik ve resim çıkarıldı...
"Arif Kerimi Bey: Hatıra Defteri "Osmanlı idaresinin Türkü düşünmediği, diğer anasırın Türkiye’nin bütün zenginliğini istismar ettiklerini ve Türkün sanayi ve ticaret hayatından uzak kaldığını, memur olmak hastalığını İsmail Bey kalbi yanarakanlamıştı..."
Cafer Seydahmet Kuumer "...Türkiyede Türkler daha ziyade işlemelidir. Kapılarda, divanlarda çalışıldığı gibi, tüccar mağazalarında, tezgâhlarda, fabrikalarda,denizler üzerinde çalışmalıdır. Biliyorum memuriyet şereflidir, lezzetlidir. Devlete ve mülke hizmet farzdır... Lakin sen memur, ben memur idare edilecek kimdir ?"
"Moğol akıntısından ve yıkıntısından sonra hemen ta bu zamana kadar alemi islamın gayretten, gözden, kulaktan düşüp, koca gül bahçesi miskinhane harabesine çevrilip asırlarca terakkiden
bibehre kaldığı, büyük ulema zuhur etmediği, tüccarlar yol bulamadığı kâşifler ve naşirlerin namları
dahi unutulduğu nedendir? Maarifsizlikten..."
'Büyük Allahım! Altmışüç buçuk sene yaşadım. Bu hayatın otuzbeş senesini Müslümanların uyanması, terakkisi, taalisi ve tekâmülü uğrunda sarfettim. Milletimin selâmet ve sadeti için elimden her ne geldi ise hepsini yaptım. Yarabbi !..." Gaspıralı