HABERLER

Türk-Rus-Ukrayna Münasebetlerinin Tarihi Arka Planı

02.04.2022

Türk-Rus-Ukrayna Münasebetlerinin Tarihi Arka Planı

ASAM ve Avrasya Bir Vakfı, Ege Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Serkan Acar ile “Türk-Rus-Ukrayna Münasebetlerinin Tarihi Arka Planı” üzerine online konferans düzenledi.

Youtube üzerinden canlı yayınlanan online toplantının açılışını yapan gazeteci yazar Özcan Ünlü; “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile tarihten gelen derin bağları var. Bu bağlar bazen gerilimli bazen de barışçıl olduğunu söyleyebiliriz. Bugün Türkiye üzerinden Rusya ve Ukrayna meselesi nasıl okunuyor, Rusya ve Ukrayna tarafından Türkiye nasıl okunuyor, bunu konuşacağız” sözleriyle başladı.

 

SLAVLARIN ANA MERKEZİ KİEV

 

Rus ve Ukraynalıların, Slav denilen ve dünyada geniş bir coğrafyaya yayılmış ırkın, doğu Slavlarından gelen ve bugün kardeş kabul edebilecek iki ırk olduklarını dile getiren Acar; “Henüz 8. yüzyıla geldiğimizde bu doğu Slavlarının ilk kez devlet kurduklarını görüyoruz. Bu devletin merkezi Kiev olduğundan hem Rusya hem Ukrayna bu ilk doğu Slav devleti üzerine hak iddia ediyorlar. Putin savaş öncesi yayınladığı bildirgede Kiev üzerinde Rus hakkı olduğunu bu devlete dayandırıyor.” dedi.

 

“SLAVLAR, TÜRKLERİ ORTA ASYA’DAN TANIR”

 

10. yüzyılda doğu Slav halklarının Ortodoks Hıristiyanlığını benimsediklerini dile getiren Acar; “Ortodoks Hıristiyanlığın merkezi olan Bizans İmparatorluğunun başkenti İstanbul ile doğu Slav halkların yakın ilişkileri başladı. Osmanlı’nın İstanbul’un Fethi ardından da Orta Asya’dan tanıdıkları Türklerle ilişkileri yeniden şekil aldı.” dedi.

 

Slavlar’ın Türkleri Orta Asya’dan tanıdıklarını ifade eden Acar; “Slavlar devletleşmemiş bir kavimken Hazar Türklerinin arasında yaşamış, onlardan ticaret ve devlet yönetimine dair pek çok bilgi edinmişlerdir. Devletleşmelerinin ardından gelen süreçte Hazarlar yıkılmış ve Hıristiyanlığı benimseyerek Bizansla ilişkiler kuran Slavlar Peçeneklerle tanıştı. Ticaret ve siyasette ilişkiler kurdular. Hemen ardından bölgeye Kıpçakar geldi.”

 

“Kıpçakların bölgedeki varlığıyla birlikte Slav-Kıpçak mücadeleleri Slav boylarının feodalleşmeye başlamasına ve Ukrayna ile Rus ırklarının belirginleşmesine yol açacaktır.” diyen Acar; “Türklerde olduğu gibi Slav ırkları da beylikler halinde bir yapıya büründüler. Bunlardan en eskisi Kiev Beyliğidir ve bugünkü Ukrayna’nın temelini oluşturur. Moğol İstilası ile başlayan Rusya’nın esaret devriyle de uzun bir dönem doğu Slav ırkı bir araya gelemeyecektir. Ancak bu süreç içerisinde Altın Orda Devleti’nden devletleşmeye dair her şeyi öğrenecek ve Ruslar bu süreçten sonra kuracakları Rus Devleti’nin temellerini Altın Orda Devleti’ne dayandıracaklar.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Rusya’nın bu savaşla Ukrayna’yı kendine tamamen bağlı, kapalı bir devlet haline getirme planı olduğundan bahseden Acar; “Ukrayna’nın sınır bütünlüğünün bozulması Türkiye’nin aleyhinedir. Karadeniz’de Rusya ile baş başa kalmamız durumunda, uzun vadede Karadeniz’deki menfaatlerimiz zarar görecektir.” dedi.

 

Ukrayna’nın hem Türkiye hem de batı için Rusya arasında bir tampon bölge olduğunu söyleyen Acar; “Avrupa tarihine baktığımızda tarih boyunca tehdit eden iki millet vardır, biri Türkler biri de Ruslar. Avrasya dediğimiz bölge de bu iki milletten ibarettir.” ifadelerini kullandı. ASAM ve Avrasya Bir Vakfı gibi sivil toplum kuruluşların bölgenin bekası için önemli etkileri olacağını açıkladı.