HABERLER

Bölgesel Jeopolitik Gelişmeler ve ABD'nin Ukrayna Savaşı

16.05.2022

Bölgesel Jeopolitik Gelişmeler ve ABD'nin Ukrayna Savaşı

İstanbul Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer ve Dr. Türker Çelik “Bölgesel Jeopolitik Gelişmeler ve ABD’nin Ukrayna Savaşı” adlı konferansını gerçekleştirdi.

NATO ÇATISI ALTINDA ABD, AVRUPA’YI KONTROLÜ ALTINA ALDI

 

Amerika Birleşik Devleti’nin 1944 yılından bu yana global güç olarak dünyayı yönetme düşüncesinin NATO üzerinden Avrupa’yı kontrol altına alma planıyla Rus korkusu oluşturması ve bütün Avrupa’yı NATO yani Amerika çatı altında bir ara gelmesine vurgu yapan Dr. Eray Güçlüer; “NATO değil, ama Amerika, savunma sanayisi bakımından Rusya’nın teknoloji gücünde üstün konumda, bu Soğuk Savaş’tan beri böyledir. Ancak Amerika kendi gücünü aktive etmek yerine NATO’yu Rusya’nın önüne sürmektedir.” dedi.

 

Amerika’nın global güç olma yolundaki aşamalarını sıralayan Güçlüer; “1944 yılında öne sürülen projede; birinci aşama Avrupa’nın NATO üzerinden kontrol altına alınması, ikinci aşama Afrika ve Orta Doğu’nun kontrol altına alınması, üçüncü aşama İran ve Rusya’nın kontrol altına alınması ve sonuncu hedefi ise Çin’i kontrol altına almaktır.” dedi.

 

Son yıllarda Amerika’nın nihai hedefi olan Çin’i kontrol altına alma politikasının nasıl ilerlediği açıklayan Güçlüer; “Suriye Savaşı, Azerbaycan-Ermenistan Savaşı, Kazakistan Olayları ve Ukrayna-Rusya Savaşı ile Çin’i sıkıştırmayı amaçlıyor. Türkiye şu an tüm bu ülkelerle kurduğu barışçıl politikalarıyla jeopolitik olarak önemli bir rol oynuyor.” ifadelerini kullandı.

 

“ESAS HEDEF ÇİN’DİR”

 

Amerika ve Avrupa’nın üretim kapasitesiyle Çin’in bugün geldiği noktadaki üretim kapasitesiyle boy ölçüşemeyeceğini dile getiren Güçlüer; “Çin kontrol edilemez bir ekonomik büyümenin içerisinde ve bu ekonomik büyüme beraberinde siyasi ve askeri büyümeyi de getiriyor. Bu durum küresel sermayenin batıdan Çin’e ve Doğu Asya’ya kaymasını sağlıyor. Bunun durdurulmasının ekonomiyle mümkün olmadığından 2030’lu yıllarda bir sıcak savaş ihtimalini doğuruyor. Esas savaş hedef Çin’dir.” ifadelerini kullandı.

 

Amerika’nın Çin’le vereceğini mücadele öncesi Çin’in en büyük müttefiki olan Rusya’yı zayıflatmayı hedeflediğini vurgulayan Güçlüer “Bu savaşa hazırlanabilmek için de Rusya’nın askeri gücünü devre dışı bırakmayı hedefleyen Amerika, Rusya’yla hesaplaşacaklarını dile getirdi.” dedi.

 

“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞ KÜRESEL KIRILMALARIN AYAK SESLERİ”

 

Ukrayna Savaşı’nın esas amacının Rusya’yı zayıflatmak, Rusya’nın itibar kaybetmesini sağlamak ve Rusya’nın siyasal iktidarını zayıflatarak iktidar değişikliğine sürüklemek, Amerika ve Avrupa ile daha ılımlı siyaset yürütecek, Çin’le olan müttefiklikten taviz verecek bir yeni yönetim sistemi kurmak olduğunu dile getiren Güçlüer; “Amerika, Ukrayna Savaşı ile Ukrayna sınırları içerisine kendi savunma sanayisi hemen Rusya’nın yanı başına yerleştiriyor.” dedi.

Amerika’nın kafasında bu savaşı ne kadar daha sürdüreceklerinin belli olduğunu söyleyen Güçlüer; “Rusya, bu savaşla bölgedeki inisiyatifi kaybetmiş durumda. Ne kadar Zelenski’de görünüyor olsa da bölgedeki Amerika savunma sanayisi kuluçlanması gösteriyor ki bölgenin inisiyatifi Amerika’nın eline geçmiş durumda.” dedi.

 

ULUSLARARASI POLİTİKANIN ANA BAŞLIĞI: ÇİN MESELESİ

 

Konferansın devamında sözü alan Dr. Türker Çelik; “Amerika ve Avrupa’nın uluslararası politikada aracı olarak kullandıkları 4 ana başlık vardır: Demokrasi, demografi ve göçmenlik, siber savaş ve Çin meseledir.” dedi.

 

1972 yılından itibaren Amerika’nın siyasi ve askeri herhangi bir sebepten dahi olsa altın rezervine dayanmayan ekonomisiyle karşılıksız para basma imtiyazına sahip olmasının önemine vurgu yana Çelik; “Amerika bu imtiyaza dünyanın kalanına verdiği nizamla sahip olmuştu. Ancak Çin’in büyümesiyle bu düzen bozuldu. Eğer 10 yıl daha Çin bu hızla büyümeye devam ederse Amerika’nın hegemonyası son bulacak.” dedi.

 

Konuşmasının devamında şu an görünen süreçte dünyanın ikiye ayrıldığını ifade eden Çelik “Amerika’nın şu an kurguladığı dış politikada ya Amerika’dan yanasındır ya da Çin’in yanındasındır. Bu konuda hiçbir ülkeye farklı bir seçenek sundurmayacak” ifadelerini kullandı.