
15.04.2022
ASAM ve Avrasya Bir Vakfı, Afrika Koordinasyon Merkezi’nden Musa Hüseyin ile “Afrika'da Değişen Jeopolitik Bağlamında Türkiye'nin Konumu” üzerine online konferans düzenledi.
Youtube üzerinden canlı yayınlanan online toplantının açılışını yapan gazeteci yazar Özcan Ünlü; “Türkiye için Afrika eliyle uzandığında tutabileceği kadar yakın bir yer olmasına rağmen hep uzakta tutulmuş veya uzakta kalmış bir gönül coğrafyası.” sözleriyle başladı.
SON 10 YILDA AFRİKA KITASININ JEOPOLİTİK GÜNDEMİ DAHA KARIŞIK
Afrika Koordinasyon Merkezi’nden Musa Hüseyin 2010 yıllardan itibaren özellikle Kuzey Afrika’nın jeopolitik durumu göz önüne alındığında akıllar Arap Baharı’nın geldiğine vurgu yapan Hüseyin; “Arap Baharı süreci kimileri için 30-40 yıllık iktidarların yıkılmasıyla bir demokratik hareket olarak tanımlanıyor. Cezayir ve Fas arasındaki gergin siyaset, Mısır Devrimi ve Nil Nehri dolasıyla oluşan su kavgası da Afrika ve özellikle Kuzey Afrika’nın son 10 yılı aşkın süredir gündeminde olan jeopolitik konular.” dedi.
Bir yandan Batı Afrika’da yaşanan güvenlik sorununa değinen Hüseyin; “Libya’daki siyasi değişim sonucunda Batı Afrika’ya geçen silahlar bölgedeki terörizmi arttırmış durumda. Güney Afrika’da yaşanan en sıcak gelişmeler ise ekonomik kriz olarak görünüyor.” ifadelerini kullandı.
AFRİKA’DA DARBELER İKİ YÖNLÜ: SORUN VE ÇÖZÜM
Afrika’daki son 10 yılda süre gelen darbelere vurgu yalan Hüseyin; “Afrika’da darbelere iki yönlü olarak bakmak daha doğru olacaktır. Özellikle terörden doğan güvenlik sorunlarına mevcut iktidarın çözümsüz kalması ve darbeyle gelen yeni hükümetin güvenliği sağlaması Afrika’da bazen darbeleri çözüm olarak karşımıza çıkartıyor. Ancak darbe geçmişi oldukça kabarık olan Afrika’daki temel meselelere çözüm üretmiyorsa bu darbeler yeni sorunları da beraberinde getiriyor.” dedi.
Kıtada jeopolitik konuların değiştiğini ve jeopolitik oyunların yeniden kurgulandığının altını çizen Hüseyin; “Aslında tüm süreç 1960lı yıllardaki Afrika Özgürlük Hareketleriyle başladı. O gün kurulan Afrika Birliği Örgütü anayasasında ülkelerin sınırlarını sömürgecilik sınırlarıyla tanımalarıyla aslında, Afrika’nın ülke sınırlarını belirlediler. O sınırlar olmadan Afrika tek bir millet ve devlet olmak idealine belki yaklaşabilirdi. Kıtanın parçalanmasını isteyenler, birleşmesini isteyenlere galip geldi” dedi.
“TÜRKİYE’NİN AFRİKA’YLA OLAN TARİHİ TEMİZ”
Tarihi, bugünü ve geleceğiyle Türkiye’nin Afrika’da önemli bir aktör olduğunu dile getiren Hüseyin; “Türkiye’nin Afrika’yla olan tarihi temiz, kardeşlik ve dayanışma vurgusuyla Afrika’ya geldi. Bugünün Türkiye’sine baktığımızda politikada, üretimde, ekonomide gelişen bir Türkiye var. Afrika bu alanda Türkiye için önemli bir pazar potansiyeli taşıyor. Türkiye ve Afrika arasında bu noktada uyuşan ihtiyaç, hedef ve vizyon var.” dedi.
Afrika’nın %75 tarıma elverişli verimli topraklara sahip olduğunu ve bugün Afrika’da bu toprakların %15’de tarım yapıldığını söyleyen Hüseyin; “Afrika, dünya açısından bu bereketli toprak zenginliğiyle tarım ambarı olabilecek bir potansiyele sahip. Su sorunlarının yakın zamanda yaşanacağı göz önünde bulunduğunda da Afrika’da hala dokunulmamış, ulaşılmamış su rezervleri var. Bu konu özelinde de büyük öneme arz ediyor.” dedi.
AFRİKA BÜROKRASİSİ İKİ ÜLKE ÇIKIŞLI: FRANSA VE RUSYA
Afrika kıtasının genelinde, ülkelerin iktidar kademelerinde olan bürokratların Fransa’dan ve Rusya’dan geldiğini ifade eden Hüseyin; “Bugün Mali kademelerine baktığımızda çoğu bürokrat Sovyet ve Rusya’dan eğitim almış. Bu Cezayir’de, Çad’da da bu şekilde. Milli bakış açısıyla oluşacak bir irade şu an için Afrika’da mevcut değil. Yeraltı zenginlerimiz noktasında irade gösterelim, kendimiz istifade edelim. Tam özgürlük iradesine sahip değiller. İktidara gelirken özgür olmadıkları için iktidardayken de özgür değiller. Özgürleşme noktasında adım atanlar da darbelerle karşı karşıya kaldılar.” dedi.
Yetişen yeni nesiller de ise durumun tam tersinin yaşandığını anlatan Hüseyin; “Afrika’da yetişen genç kesim bunun böyle gitmeyeceğinin farkında. Gençler iradeye sahipler. Tam bağımsızlık, ülkesi için gerçek bir özgürlük arayışına ve iradesine tutunuyorlar. Ne yazık ki mevcut sistemler bu gençlere iktidarı vermemek için, onları susturmak için ellerinden geleni yapıyor. Bunun için eğitim sistemini bitirerek, işsizliği arttırarak sağlamaya çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE İÇİN AFRİKA’DA YATIRIM FIRSATLARI VAR
İstanbul merkezli Afrika Koordinasyon Merkezi’nin Türkiye’deki üreticiler ve yatırımcılar için Afrika’nın vaat ettiklerine yönelik çalışmalar yaptığına vurgu yapan Hüseyin; “Özellikle Çad için tarım yatırımları çok önemli. Çad’ın bereketli ama tarımsız kalmış toprakları ve ne ekersiniz çıkacak bir verimliliğe sahip. İkinci yatırım fırsatı olarak da Çad’ın inşaat alanında yatırıma çok ihtiyacı var. Binalardan altyapıya kadar yatırımcılar için fırsatlar sunuyor.” dedi.
Prosedürler konusunda sorun yaşanabileceğini dile getiren Hüseyin; “Türkiye’nin yerel bankalarının özellikle Afrika’ya gelmesi Türkiye ve Afrika ticaretinde büyük bir ivme kazanmasını sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.